Bronşektazi Hastalarına Önemli Uyarı

Bronşektazi Hastalarına Önemli Uyarı
Tekrarlayan soğuk algınlığı, iltihaplı, kanlı ve kötü kokulu balgam, nefes darlığı, çomaklaşmış parmaklar Bronşektazinin başlıca belirtileridir.

Tekrarlayan soğuk algınlığı, iltihaplı, kanlı ve kötü kokulu balgam, nefes darlığı, çomaklaşmış parmaklar Bronşektazinin başlıca belirtileridir. Uzmanlar kış aylarında Bronşektazi hastalarını daha dikkatli olunması konusunda uyarıyor. Peki hangi önlemleri almak gerekir, koruyucu tedbirler neler? Prof. Dr. Özkan Demirhan anlattı.

Bronşektazinin oluşum nedenlerini anlatan Göğüs Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Özkan Demirhan, “Bronşektazi hava yollarımızın (akciğerlerimize doğru ağaç dalları gibi dallanan solunum sistemimizin) hasar görmesi ve genişlemesi ile oluşan akciğer rahatsızlığıdır. Hasarlı hava yolları, akciğerlerde biriken sekresyonu (mukusu) temizleyemez.

Bu durumda bakteriler ve virüs gibi enfeksiyon ajanları bu sekresyonun içinde çoğalır ve akciğerlerimizde daha fazla iltihaplanmaya ve hasara neden olur. İşte bu durumda akciğer içinde genişleyen ve hasar gören yapıya Bronşektazi denir.

Bronşektazi, hava yolu hasarının iki aşaması nedeniyle oluşur. İlk aşamada hasar veya instrüksiyon, akciğerleri etkileyen bir enfeksiyon, inflamatuar bozukluk veya başka bir rahatsızlıktan kaynaklanır. Bronşektazili hastaların yaklaşık yüzde 40’ı kadarında ilk nedeni bilmez.

Bu inflamasyonu takiben, akciğerlerimize daha fazla hasar veren iltihaplanma ve tekrarlayan enfeksiyonlar geçirme olasılığımız artar ve bundan sonra akciğerimizde bir kısır döngü oluşur.” Dedi.

Bronşektazinin belirtileri nelerdir?

Bronşektazinin belirtilerini sıralayan Demirhan, “Bol miktarda balgam çıkarma ve iltihaplı (İrinli) öksürük. Tekrarlayan akciğer enfeksiyonları ve soğuk algınlığı. Kötü kokulu balgam. Nefes darlığı (dispne). Hırıltı – Kanlı balgam (hemoptizi). Tırnakları kıvrık şişmiş parmak uçları (çomaklaşması). Belirtilerin o kadar kötü olmadığı zaman dilimleri olabilir ve ardından belirtiler kötüleştiği için bir alevlenme yaşayabilir hastalar. Alevlenme belirtileri ise şunlardır: Aşırı yorgunluk (bitkinlik). Ateş, titreme. Artan nefes darlığı. Gece terlemeleri. Küçük çocuklarda gelişme geriliği gibi belilerdir.

MAC Enfeksiyonları ve Tüberküloz

Bronşektazinin ilk hasarını başlatan bazı özel nedenler şunlardır: Kistik fibrozis (ABD’de ve batı ülkelerinde en sık neden). Mikobakteriyel enfeksiyonlar, MAC enfeksiyonları veya tüberküloz (TB) gibi (Dünya çapında en sık neden). Romatoid artrit (RA), inflamatuar bağırsak hastalığı (IBD), lupus (SLE) ve Sjögren sendromu gibi otoimmün veya inflamatuar bozukluklar. Hava yollarını tıkayan ve mukus temizliğini engelleyen yabancı cisimler, tümörler veya lenf düğümleri. Bağışıklığı azaltan ve enfeksiyon riskini artıran durumlar (HIV ve hipogamaglobulinemi gibi). Primer siliyer diskinezi. Organ nakli. Nakil ilaçları bağışıklığı azaltır ve enfeksiyon ve bronşektazi riskini artırabilir. Alerjik bronkopulmoner aspergilloz (ABPA), bir mantar türüne karşı alerji. Radyasyondan kaynaklanan fibrozis (veya skar dokusu). Alfa-1 antitripsin eksikliği gibi nedenlerdir.” şeklinde konuştu.

Kış aylarında risk artar!

Bronşektazi hastalarının kış aylarında daha dikkatli olması gerektiğini vurgulayan Prof. Dr. Özkan Demirhan, “Bronşektazi hastaları için kış ayları daha dikkatli olunması gereken aylardır.

Bu aylarda enfeksiyon riski artar ve soğuk hava solunum yollarını daha fazla etkileyebilir. Kış aylarında grip, nezle gibi viral enfeksiyonlar yaygınlaşır. Bronşektazi hastalarının akciğerlerinde mukus birikimi olduğundan, bu enfeksiyonlar daha kolay gelişebilir ve hastalık ilerleyebilir.

Enfeksiyonlar, hastalığın alevlenmesine neden olabilir ve akciğer fonksiyonlarını daha da zayıflatabilir. Soğuk hava solunum yollarını daraltarak bronşlarda spazmlara neden olabilir. Bu da nefes darlığını artırabilir ve hastalığın kontrolünü zorlaştırabilir.

Ayrıca, soğuk havanın neden olduğu kuruluk, mukusun daha yapışkan hale gelmesine yol açabilir, bu da balgamın atılmasını zorlaştırır. Bronşektazi hastalarının bağışıklık sistemi genellikle daha hassastır. Kış aylarında bu sistemin enfeksiyonlara karşı direnci azalabilir.

Kış aylarında daha fazla kapalı ortamlarda bulunmak, virüs ve bakterilere maruz kalma riskini artırır.” şeklinde konuştu.

Bol sıvı tüketin, soğuk havadan korunun, solunum egzersizi yapın…

Soğuk havalarda bronşektazi hastalarının alması gereken önlemleri sıralayan Prof. Dr. Özkan Demirhan, sözlerine şöyle devam etti.

Koruyucu tedbirler alın

Öncelikle doğumdan itibaren aşılar düzenli ve zamanında yapılmalıdır. (Boğmaca, kızamık gibi önlenebilir hastalıklar için ). Erişkin yaşlarında ise pnömokok ve grip aşılarımızı düzenli yaptırmalıyız. Düzenli check-up yaptırmalıyız.

Düzenli egzersiz yapmalıyız ve sağlıklı beslenmeliyiz. Sigara dumanı, buhar, duman ve gazlar gibi akciğerlerinize zarar verebilecek şeylerden uzak durmalıyız.

Bulunduğunuz ortamı nemlendirin

Evde bir nemlendirici kullanarak hava kuruluğunu önleyebilirsiniz.

Solunum egzersizleri yapın.

Solunum fizyoterapisi, balgamın daha kolay atılmasını sağlar. Günlük nefes açıcı egzersizler yapılabilir.

Bol sıvı tüketin

Mukusun incelmesine yardımcı olmak için bol miktarda su içmek önemlidir.

Soğuktan korunun

Dışarı çıkarken atkı ve maske gibi koruyucu kıyafetler kullanın. Ani sıcaklık değişimlerinden kaçının.

Düzenli kontrolleri ihmal etmeyin.

Düzenli kontrolleri aksatmayın ve alevlenme belirtilerinde hemen sağlık uzmanına başvurun.

Bronşektazi nasıl tedavi edilir?

“Bronşektazi maalesef tamamen tedavi edilemez, ancak semptomları tedavi edebilirsiniz. Tedavide temel prensip bronşektazide oluşan sekresyonları yani mukusu temizleyerek enfeksiyonları tedavi etmektir.

Hastalığın ciddiyetine bağlı olarak, medikal yani ilaç tedavisi veya akciğer refabilitasyonuna yönelik fizik tedavi önerebilir. Ayrıca sekresyonlarda kurtulmanıza yardımcı olan tıbbi cihazlar da kullanılır.

Bronşektazi altta yatan bir hastalıktan kaynaklanıyorsa, bu durumu tedavi etmek semptomların düzelmesine yardımcı olabilir. Lokal yani yaygın olmayan bir bronşektazi alanı varsa cerrahi kesin çözümdür.

Özellikle minimal invazif cerrahi (VATS veya Robotik cerrahi) hastalara uygulamaktayız.”

(BSHA – Bilim ve Sağlık Haber Ajansı)

BSHA